Milliyet Röportaj

90’lı yıllarda New York’ta yaşıyordum ve sağlıklı beslenme hakkında bilinçlenmeye başlamıştım. Her türlü yeniliği tam da yerinde bulunuyor olmanın şansıyla müthiş bir merak ve ilgiyle deniyordum.  İlk kez buğday çimi suyunu orada, mahallemizde bulunan bir juice barda ictim. İçtiğimde ne olduğunu ve etkisini kesinlikle anlamadim, tadını da sevmedim. Bugüne kadar bunsuz yaşadım bundan sonra da yaşarım diye düşündüğümü gayet net hatırlıyorum. İlerleyen yıllarda hep faydalarını incelemekle birlikte ara ara içmek dışında fazla bir tecrübem olmadı. Ta ki 2015 senesinde fiziksel ve duygusal olarak çok bitkin bir döneme gelene kadar. Bir çok kayıp, üzüntü ve değişim yaşamıştım. Güçlü bir arınma/ toparlanma arayışına girdim. Gittiğim bir merkezde düzenli olarak çim suyu içmeye başladım. Çok fazla faydasını gördüm. Fakat  evde devam etmek isteyince bulup satın almanın zorluğuyla karşılaştım. Özellikle sürdürülebilir bir sistemde içebilmek ve dışardan temin etmek kolay değildi.

Erdal Ertuğvat ile birlikte buğday çimi suyu üretiyorsunuz bu hikâyeyi anlatabilir misiniz? Yollarınız nasıl kesişti, üretim aşaması, koşulları vs.

Erdal ile zaten eskiden beri tanışıyorduk, ancak farklı bir sektörde çalışıyordu. Ben çim suyunu istediğim zaman bulamamaktan yakınmaya başladığımda Erdal ‘ben sana yetiştiririm’ diyerek o zamanlar işlettiği dükkanında ilk denemelere başladı. Zaman içinde zorluklarla karşılaştıkça daha çok konunun içine girdi ve gittikçe artan bir merakla bu işe sarılmaya başladı. Yaklaşık 1 sene boyunca bu şekilde kendimiz için yetiştirmeye ve daha çok öğrenmeye devam ettik. 17 yıl yoga eğitmeni olarak edindiğim çevre sağlık bilinci yüksek insanlardan oluşuyor. Bu konu duyulunca bazı arkadaşlarım da çim suyu talep etmeye başladılar. Böylelikle Petiçim’i kurma fikri çıktı. O kadar kendiliğinden oldu ki açıkçası bazen ‘acaba buğday mı bizi buldu ve bizim kanalımızla genişlemek istedi’ diye düşünmeden edemiyorum. Üretimi topraklı ve kapalı alanda yapmaya karar verdik. Çünkü Amerika’da bu işin öncüsü olan Hippocrates Sağlık Merkezi’ni kendimize örnek aldık. Bu merkezin kurucusu Dr. Ann Wigmore bugün buğday çimi suyunun tüm dünyada yeniden kullanılmasına öncülük etmiş olan kişi. Kendisi çim suyuyla ilgili bir çok medikal araştırma yapmış, kitaplar yazmış ve aynı zamanda buğday çimi suyu ile kendisini iyileştirmiş bir doktor.

Topraklı ve ilaçsız üretim yapıyoruz. Toprağın mineral ve mikro organizma açısından zengin olması için kendi solucan gübremizi üretiyoruz ve hijyeni sirkeli su ile sağlıyoruz. Çimleri tepsilerde yetiştirip kullandığımız toprağı her kesim sonrası doğaya geri kazandırıp yeni toprak ekiyor ve organik gübre kullanıyoruz. Çünkü buğday çimi topraktan nerdeyse 102 elementin hepsini absorbe edebilme özelliğine sahip. Bu şekilde yetiştirmek oldukça zahmetli bir yol, çünkü sürekli yeni toprak, yeni ekim, yeni kesme işlemi yapmak zorundayız. Ancak daha iyisini henüz yapmayı bilmiyoruz. Bakıyoruz Hippocrates merkezi de bu zahmetli şekilde devam ediyor demek ki doğru yoldayız diyoruz.

Buğday çimi suyu bir gıda takviyesi midir?

Aslında buğday çimi suyuna yaşamsal bir içecek demek daha doğru olur. Çünkü bir insanın yaşamını idame ettirmesi için gereken neredeyse tüm mineral vitamin enzim ve anti oksidanları bünyesinde barındırdığı biliniyor. Bir de yüksek klorofil içermesi var, ki 70% ile dünyada en yüksek orana sahip.

Her yaştan herkesin tüketebileceği bir şeyden mi bahsediyoruz buğday çimi suyu derken? Faydalarını sizden dinleyelim…

Evet çocuklar yaşlılar herkesin kullanımı için uygun bir besin. Faydaları hakikaten saymakla bitmiyor. Ancak en önemlisi kana karıştığında kanın hücrelere oksijen taşıma kapasitesini çok arttırması. Çünkü insan kanındaki hemoglobin yani kırmızı kan hücresi ile moleküler düzeyde nerdeyse birebir aynı yapıya sahip. Oksijen bilindiği gibi yaşamın ve hücre sağlığımızın ana kaynağı. İçinde yüksek oranlarda vitaminler, alkali mineraller, amino asit ve antioksidanlar mevcut. Vücudun tüm fonksiyonlarında gerekli olan enzimler de organların güçlenmesine ve bağırsak florasının sağlıklı olmasına yardım ediyor. Cildin parlamasına ve gençleşmesine etkisi büyük. Güçlü bir arındırıcı aynı zamanda. Kanı virüs parazit, bakteri ve mantarlardan arındırmakta çok etkili. Bir çok vitaminin yanında beynin ve sinir sisteminin ihtiyacı olan K2 vitamini bile içinde bulunuyor.

İnsan bedeni buğday çimi suyunu nerdeyse eforsuz olarak emiyor ve doğrudan bağırsaklardan kana karışarak nerede ihtiyaç varsa orayı güçlendirmek için kullanabiliyor. Açıkçası özellikle aşırı toksik yük altında kaldığımız bugünkü yaşam şartlarında herkesin sıklıkla hatta sürekli kullanması çok gerekli bir gıda.

Buğday çimi suyu doktor tavsiyesi olmadan alınabilecek bir gıda mı? Tüketimi için belli kriterler var mı?

Doktor tavsiyesi olmadan rahatlıkla kullanılabilir çünkü sonuçta meyve veya sebze suyu içmek gibi görebilirsiniz. Ancak bazı özel tedavi durumlarında doktora danışmayı muhakkak öneriyoruz. Örneğin böbrek sorunu olan kişilerde içinde yüksek doz potasyum da bulunduğu için kullanımı önerilmeyebiliyor.